OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU(OSB) NEDİR?
Otizm Spektrum Bozukluğu, sosyal etkileşim,
iletişimde yetersizlikler, sınırlı tekrarlayan davranışlar ve sınırlı ilgi
alanları ile kendini gösteren nöro – gelişimsel bir bozukluktur. Çoğunlukla
yaşamın ilk üç yılında fark edilen, her toplumda, kültürde, dünyanın her
yerinde görülen bir bozukluktur.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNA NELER YOL AÇAR?
Bugün için otizme nelerin yol açtığı tam
olarak bilinmemektedir. Ancak çeşitli genetik özelliklerin, çevresel etmenlerin
otizimle ilişkili olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ
Otizm Spektrum Bozukluğunun tıbbi tedavisi
yoktur. Ancak küçük yaştan itibaren sağlanan yoğun özel eğitim ile pek çok
OSB’li birey önemli ilerlemeler kaydetmiştir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN ERKEN BELİRTİLERİ
*
Göz teması kurmamak
*6 ayı geçmesine rağmen başkalarına
gülümsememek
* Jest ve mimik kullanmada yetersizlik
*12 ayı geçmesine rağmen agulamamak
*16 ayı geçmesine rağmen tek bir sözcük
bile söylememek
*24 ayı geçmesine rağmen iki sözcüklü basit
cümlecikler kurmamak
*Hangi ayda olursa olsun gelişiminde
gerilik göstermek.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN TANIMLANMASI
Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı, DSM 5 tanı ölçütleri dikkate alınarak uzman gözlemi ve
aileden alınan bilgilerle uzmanlar tarafından konabilir.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından
yayımlanan DSM, hem çocuklar, hem de yetişkinlerde görülen tüm psikiyatrik
bozuklukları kapsar. DSM el kitabında bu bozuklukların nedenleri, görülme yaşı
ve cinsiyet gibi özelliklere ilişkin istatistikler, bozuklukların gelişimine
ilişkin öngörüler ile sağaltım önerileri de yer almaktadır. DSM sistemi
ülkemizde psikiyatri uzmanları tarafından tanı koyma sürecinde yaygın olarak
kullanılmaktadır. DSM 5 tanı ölçütleri aşağıda yer almaktadır.
DSM-5 Tanı Ölçütleri:
Toplumsal İletişim Ve Etkileşim
Olağandışı toplumsal yaklaşım ve karşılıklı
konuşamama,
İlgilerini, duygularını paylaşamama,
Toplumsal etkileşimi başlatamama ya da
toplumsal etkileşime girememe,
Toplumsal-duygusal karşılıklılık eksikliği,
Sözel ve sözel olmayan bütünsel iletişim
yetersizliği,
Göz iletişimi ve beden dilinde olağan
dışılıklar ya da el – kol hareketlerini anlama ve kullanma eksikliği
Yüz ifadesinin ve sözel olmayan iletişimin
hiç olmaması,
Toplumsal etkileşim için kullanılan sözel
olmayan iletişim davranışlarında eksiklikler,
Değişik toplumsal ortamlara göre
davranışlarını ayarlama güçlükleri,
Hayali oyunu paylaşma ya da arkadaş edinme
güçlükleri,
Akranlarına ilgi göstermeme,
Akranlarıyla etkileşim kurma,
etkileşimlerini sürdürme ve ilişkilerini anlama eksiklikleri
Kısıtlı, Yineleyici Davranışlar
Basmakalıp ya da yineleyici motor eylemler,
Yineleyici ve basmakalıp nesne kullanımı ve
konuşma (oyuncakları, nesneleri sıraya dizme, ekolali / yankılama, kendine özgü
deyişler vb.),
Aynılık konusunda direnme,
Değişikliklere karşı esneklik göstermeme,
Törensel / ritüel sözel ve sözel olmayan
davranışlar (örneğin; küçük değişiklikler karşısında aşırı sıkıntı duyma,
geçişlerde güçlükler yaşama, törensel selamlama davranışları, hep aynı yoldan
gitme isteği ve aynı yemeği yemek isteme vb.),
Yoğunluğu ve odağı olağandışı olan, ileri
derecede kısıtlı, değişiklik göstermeyen ilgi alanları (Alışılmadık nesnelere
aşırı bağlanma ya da bunlarla uğraşıp durma, ileri derecede sınırlı ya da
saplantılı ilgi alanları vb.),
Duyusal girdilere karşı çok yüksek ya da
düşük düzeyde tepki gösterme veya çevrenin duyusal yanlarına olağandışı bir
ilgi gösterme (Ağrı / ısıya karşı aldırmazlık, özgül birtakım seslere ya da
dokulara karşı tepki gösterme, nesnelere aşırı dokunma ve koklama vb.)
Belirtilerin 3 Yaştan Önce
Görülmesi:
Belirtiler erken gelişim (0 – 3 yaş)
döneminde başlamış olmalı,
Toplumsal Belirginlik:
Belirtiler, sosyal alanlarla ilgili ya da
diğer önemli işlevsellik alanlarında klinik açıdan belirgin bir bozulmaya neden
olmalı,
Toplumsal İletişim Beklenenin
Altında:
Toplumsal iletişim genel gelişim düzeyine
göre beklenenin altında olmalıdır.
Otizm Spektrum Bozukluğunun
Gelişim Dönemlerine Göre Belirtileri
Otizm Spektrum Bozukluğu, doğumdan kısa bir
süre sonra bazı belirtilerle kendini göstermeye başlar. Bu belirtileri erken
fark eden ebeveynler veya uzmanlar bebeğin gelişimini ivedilikle desteklerler.
Bu belirtiler gelişim dönemlerine göre belirtilmiştir.
6 – 24 Ay Arası Belirtiler
6 ayı geçtiği halde başkalarına
gülümsemiyor,
12 ayı geçtiği halde sesler çıkarmıyor,
12 ayı geçtiği halde adına tepki vermiyor,
12 ayı geçtiği halde işaret parmağını
kullanarak isteğini belirtmiyor,
12 ayı geçtiği halde bay bay, alkış yapma
gibi becerileri taklit etmiyor,
12 ayı geçtiği halde ce – ee gibi sosyal
oyunlara tepki vermiyor,
16 ayı geçtiği halde tek sözcük
kullanmıyor,
18 ayı geçtiği halde basit yönergeleri
yerine getirmiyor,
24 – 36 Ay Arası Belirtiler
2 yaşını geçtiği halde 2 sözcüklü anlamlı
cümleler kuramıyor,
Ebeveyn ya da kardeşi kendisiyle
oynadığında karşılık vermiyor,
Sosyal oyunlara katılmak istemiyor,
Senaryolu oyunlar oynayamıyor,
Beslenmede aşırı seçici davranıyor,
Rutinlerine aşırı bağlılık gösteriyor,
Oyuncaklarla amacına uygun oynamıyor,
Kanat çırpma ya da parmak ucunda yürüme
gibi tekrarlayan davranışlar sergiliyorsa otizm spektrum bozukluğu durumunu
şüphelendirebilir.
SOSYAL ETKİLEŞİM SORUNLARI
Sosyal Etkileşim İçin Gerekli Sözel Olmayan Davranışlarda Yetersizlik
Sıra dışı göz kontağı
özellikleri:
Göz kontağı hiç kurmamak, çok
kısa süreli kurmak ya da alışılmadık biçimde kurmak. Örneğin, birden bire gözlerini karşısındakinin
gözlerine dikmek ve kaçırmak.
Jest ve mimik kullanımında
sınırlılık: Konuşurken çok az jest ve mimik kullanmak.
Başkalarına yaklaşmada sıra
dışı özellikler:
Sosyal ortamların gerektirdiği
uzaklıkları ayarlayamamak; başkalarına fazla yakın ya da uzak durmak.
Ses kullanımında sıra dışılık: Konuşurken alışılmadık ses kalitesi ve
vurgu özellikleri göstermek.
Yaşa Uygun Akran İlişkileri Geliştirememek
Arkadaşlık kurmakta zorlanmak: Çok az sayıda arkadaşa sahip olmak ya da
hiç arkadaş edinememek.
Akranlarla etkileşimde
bulunmamak: Kendi yaşıtlarıyla oynamada, konuşmada vb.
çok isteksiz davranmak; örneğin, yalnızca kendisinden çok küçük ya da büyük
kişilerle etkileşmek.
Yalnızca özel ilgilere dayalı
ilişkiler geliştirmek: Belli
kişilerle, yalnızca belli ilgilere dayalı olarak (örneğin, favori konularda)
etkileşimde bulunmak.
Grup içinde etkileşimde
bulunurken zorlanmak: Örneğin, işbirliğine dayalı oyunların kurallarına
uymakta zorlanmak.
Başkalarıyla Zevk, Başarı Ya da İlgi Paylaşımında Sınırlılık
Yalnızlığı yeğlemek: Başkalarının genellikle aile üyeleriyle ya
da arkadaşlarıyla birlikte yaptığı pek çok şeyi (örneğin; TV izlemek, yemek
yemek, oyun oynamak vb.) yalnız başına yapmayı yeğlemek.
Belli olay ya da durumlara
başkalarının dikkatini çekme çabası göstermemek: Örneğin; şaşırtıcı bir durum karşısında
başkalarına işaret etmemek, bir şey başardığında başkalarıyla paylaşmamak vb.
Sözel övgü karşısında tepki
vermemek: Başkalarının kendisine yönelttiği övgü
sözleri ya da sözel onaylamalar karşısında çok az tepki vermek ya da hiç tepki
vermemek. Örneğin, hoşnutluk belirtisi göstermemek.
Sosyal-Duygusal Davranışlarda Sınırlılık
Başkalarının ilgisi karşısında
tepkisiz kalmak:
Birileri kendisine
seslendiğinde ya da kendisiyle etkileşmek istediğinde tepki vermemek,
duymuyormuş ya da fark etmiyormuş gibi davranmak.
Başkalarının yaptıklarına karşı
ilgisizlik: Ortama birinin girmesi, ortamdan birinin
çıkması, birinin konuşmaya başlaması gibi, başka çocukların çok ilgisini çeken
bazı olaylar karşısında ilgisiz kalmak; böyle durumlarda, gülümseme gibi
hoşnutluk ya da ağlama gibi hoşnutsuzluk ifadeleri göstermemek.
Başkalarının duygularını
anlamada yetersizlik: Üzülen,
ağlayan, kızan, sevinen vb. kişiler karşısında duyarsız davranmak; örneğin,
üzgün birini rahatlatma çabası göstermemek.
İLETİŞİM SORUNLARI/DİL GELİŞİMİNDE GECİKME
İki yaşından büyük olup da tek bir sözcük
bile söylememek.
Üç yaşından büyük olup da iki sözcüklük
basit ifadeler (örneğin, ‘baba git’) kullanmamak.
Konuşmaya başladıktan sonra basit bir
dilbilgisi yapısı kullanmak ya da belli yanlışları tekrarlamaya devam etmek.
Karşılıklı Konuşmada Zorluk
Karşılıklı konuşma başlatmada, sürdürmede
ve sonlandırmada önemli sorunlar göstermek: Örneğin, bir kez konuşmaya
başlayınca, konuşmayı uzun bir monolog şeklinde sürdürmek ve karşısındakilerin
yorumlarını göz ardı etmek.
Konuşma Konularında Seçicilik: Kendi favori konuları dışındaki konularda
çok zor ve isteksiz olarak konuşmak.
Sıra Dışı Ya da Yinelenen Dil Kullanmak
Başkalarının kendisine söylediklerini
yinelemek.
Televizyondan duyduklarını ya da
kitaplardan okuduklarını, ilişkisiz zamanlarda ve bağlam dışı olarak yinelemek.
Kendisinin uydurduğu ya da yalnızca
kendisine anlam ifade eden sözleri yinelemek.
Aşırı resmilik ve didaktiklik gibi konuşma
özellikleri göstermek.
Gelişimsel Düzeye Uygun Olmayan Oyun
Senaryolu oyunlarda sınırlılık: Oyuncaklarla evcilik, okulculuk,
doktorculuk vb. hayali oyunlar oynamamak.
Sembolik oyunlarda sınırlılık: Bir nesneyi başka bir nesne olarak
(örneğin, küpü mikrofon olarak) kullanarak oyun oynamamak.
Oyuncaklarla alışılmadık
biçimlerde oynamak: Örneğin; topu zıplatmak yerine sürekli olarak bir
eliyle vurmak, Legoları birbirine takıp bir şeyler yapmak yerine sıraya dizmek
vb.
Sosyal oyunlara ilgisizlik: Küçük yaşlardayken, ‘ce-e’ vb. sosyal
oyunlara karşı ilgi göstermemek.
SINIRLI/YİNELENEN İLGİ VE DAVRANIŞLAR
Sınırlı Alanda, Yoğun ve Sıra Dışı İlgilere Sahip Olmak
İlgi takıntıları: Bazı konulara karşı aşırı ilgi duymak ve
başka konuları dışlayarak sürekli o konularla ilgili konuşmak, okumak,
ilgilenmek vb. istemek.
Bazı sıra dışı konulara aşırı
ilgi duymak:
Örneğin;
astrofizik, uçak kazaları ya da sulama sistemleri.
İlgi duyduğu konularla ilgili
ince ayrıntıları anımsamak: Kendi favori
konularındaki en ince ayrıntıları bile ezbere bilmek.
Belli Düzen ve Rutinlere İlişkin Aşırı Israrcılık
Belli etkinlikleri her zaman
belli bir sırayla yapmak istemek: Örneğin, arabanın kapılarını hep aynı sırayla
kapatmak.
Günlük rutinlerde değişiklik
olmamasını istemek: Örneğin, eve gelirken hep aynı güzergahı izlemek
ya da eve geldiğinde önce televizyonu açıp sonra tuvalete gitmek.
Günlük yaşamdaki değişiklikler
karşısında aşırı tepki göstermek: En ufak bir
değişiklik karşısında aşırı kaygılanmak ya da öfke nöbeti yaşamak.
Değişiklikleri daha kolay kabullenebilmek
için, meydana gelecek değişikliklerle ilgili önceden bilgi sahibi olmaya
gereksinim duymak.
Yinelenen (Kendini Uyarıcı) Davranışlar
Sıra dışı beden hareketleri: Örneğin; parmak ucunda yürümek, çok yavaş yürümek, kendi ekseni
etrafında dönmek, durduğu yerde sallanmak, farklı bir beden duruşuna sahip
olmak vb.
Sıra dışı el hareketleri: Örneğin; ellerini sallamak, parmaklarını gözlerinin önünde hareket
ettirmek, ellerini farklı biçimlerde tutmak vb.
Nesnelerle İlgili Sıra Dışı İlgiler ve Takıntılar
Nesneleri sıra dışı amaçlarla kullanmak: Örneğin, oyuncak arabanın tekerleklerini çevirmek ya da oyuncak bebeğin
gözlerini-açıp kapamak vb. davranışları tekrar tekrar yapmak.
Nesnelerin duyusal
özellikleriyle aşırı ilgilenmek: Örneğin, eline aldığı her nesneyi koklamak ya da gözlerinin önünde
tutarak ve evirip-çevirerek incelemek.
Hareket eden nesnelere aşırı
ilgi göstermek:
Örneğin; tekerlek ya da
pervane gibi dönen nesnelere, akan su ya da yanıp sönen ışık gibi hızlı hareket
eden görüntülere uzun sürelerle bakmak.
Nesne takıntıları: Bazı sıra dışı nesneleri (örneğin, bir
silgi ya da küçük bir zincir parçası) elinden bırakmak ya da gözünün önünden
ayırmak istememek.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN TANISI NASIL VE KİMLER TARAFINDAN KONUR?
Tanı koyabilecek kişiler, yalnızca konunun
uzmanı olan doktorlardır. OSB’li çocukların dış görünümleri diğer çocuklardan
farklı değildir; ancak, davranışları farklıdır. Tanı, uzmanlar tarafından
çocuğun gözlenmesi, gelişim testleri yapılması ve anne-babalara çocuğun
gelişimi hakkında sorular sorulmasıyla konur. OSB tanısı 12 aylıktan itibaren
konabilir. Erken yaşta tanı konması, bir an önce eğitimin başlaması açısından
önemlidir.
Ülkemizde OSB tanısı koyabilecek uzmanlar
çocuk ruh hastalıkları uzmanları ve çocuk nörologlarıdır.
Eğer Çocuğunuz Henüz Otizm
Spektrum Bozukluğu Tanısı Almamışsa Hangi Kurum ve Uzmanlara Başvurabilirsiniz?
Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı Bölümü bulunan üniversite hastanelerine başvurabilirsiniz.
Çocuk ruh hastalıkları uzmanı veya çocuk
nörologu bulunan Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerine
başvurabilirsiniz.
Eğer çocuğunuz otizm tanısı alırsa, Özürlü
Sağlık Kurulu Raporu çıkartmanız gerekir.
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Almak
İçin Ne Yapmalısınız?
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu almak için,
Özürlü Sağlık Kurulu bulunan bir hastaneye başvurmalısınız. Özürlü Sağlık
Kurulu; iç hastalıkları, genel cerrahi, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz,
nöroloji veya ruh hastalıkları uzmanlarından oluşur.
EĞİTSEL TANILAMA VE YERLEŞTİRME SÜRECİ
Rehberlik ve Araştırma Merkezine (RAM)
eğitsel değerlendirme ve tanılama için başvurun. Eğer çocuğunuza OSB tanısı
konmuşsa; eğitsel değerlendirmesinin yapılması, eğitim ortamına yerleştirilmesi
ve devletin sağlayacağı özel eğitim desteğinden yararlanması için ilinizdeki
yada ilçenizdeki RAM’a başvurmanız gerekir.
Eğitsel Değerlendirme ve Tanılama Nedir?
Eğitsel değerlendirme ve tanılama
sürecinde, çocuğun tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin
alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları belirlenir. Ayrıca, çocuğun
hangi ortamda eğitim görmesinin uygun olacağına ilişkin öneride bulunulur.
Çocuğun eğitsel değerlendirme ve tanılaması
RAM’da oluşturulan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafından
çeşitli testler ve bireyin özelliklerine uygun diğer ölçme araçlarıyla yapılır.
Tanılamada çocuğun tıbbî değerlendirme raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal,
sosyal gelişim öyküsü, tüm gelişim alanlarındaki özellikleri, akademik
alanlardaki eğitim performansı, ihtiyaçları, eğitim hizmetlerinden yararlanma
süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır.
Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda
özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen çocuklar için Özel Eğitim
Değerlendirme Kurulu Raporu ve Eğitim Planı hazırlanır. Bu
belgeler, özel özel eğitim kurumlarından eğitim ve destek eğitim hizmeti alan
öğrenciler için her yıl yenilenir.
Özel Eğitim Değerlendirme Kurulunda Kimler Yer Alır?
Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu, RAM
müdürü ya da görevlendireceği bir müdür yardımcısının başkanlığında;
a) RAM’daki özel eğitim hizmetleri bölüm başkanı,
b) Psikolojik ölçme
araçlarını kullanabilen bir rehber öğretmen,
c) Görme, işitme ve
zihinsel engelliler sınıf öğretmenlerinden bir öğretmen,
ç) Gezerek özel
eğitim görevi yapan bir öğretmen,
d) Bireyin velisi,
e) Varsa, bir çocuk
gelişimi ve eğitimcisinde oluşur.
Özel Eğitim Değerlendirme Kuruluna
gerektiğinde; eğitim programcısı, odyolog, psikolog, psikometrist, sosyal
çalışmacı, dil ve konuşma terapisti, fizyoterapist, uzman hekim gibi diğer
meslek elemanlarından seçilecek birer kişi, çıraklık ve yaygın eğitime
gidecekler için ilgili kurum temsilcisi, özel eğitim gerektiren bireyin
çalıştığı kurumdaki iş yeri temsilcisi de katılabilir.
Özel Eğitim Değerlendirme Kurulunca,
bilgilerine başvurulmak üzere; özel eğitim gerektiren bireyin sınıf ve alan
öğretmeni, sınıf rehber öğretmeni, kayıtlı olduğu okulun veya kurumun müdürü,
başvuru yapan kurum temsilcisi, özel eğitim hizmetleri kurul üyesi,
üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğretim üyesi ve sivil toplum kuruluşu
temsilcisi de çağrılabilir.
Çocuğunuzun eğitsel değerlendirme ve
tanılamasının yapılması için bir dilekçe yazmanız gerekir. (Dilekçe örneğine
dosyalar bölümünden ulaşabilirsiniz)Dilekçenizin ekine aşağıdaki evrakları
koymayı unutmayın!
Eğitsel Değerlendirme ve Tanılama
İçin RAM’a Verilecek Dilekçe İle Birlikte Gereken Evraklar Nelerdir?
a) Bireyin, velisinin yada okul/kurum
yönetiminin yazılı başvurusu
b) Okula/kuruma kayıtlı öğrenciler için
bireysel gelişim raporu
c) Herhangi bir okula/kuruma kayıtlı olmayan
bireyler için başvurduğu RAM’ın sorumluluk bölgesi içinde ikamet ettiğini
gösteren belge
ç) Gerektiğinde tıbbî tanılama ile ilgili
sağlık kurulu raporu
d) Çocuğun 3 adet fotoğrafı
e) Çocuğun T.C. kimlik numaralı
nüfus cüzdanı fotokopisi
RAM bünyesindeki Özel Eğitim Değerlendirme
Kurulu, 60 gün içinde Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporunu ve
Eğitim Planını hazırlamakla yükümlüdür. Bu belgeler doğrultusunda Kurul
ayrıca çocuğun hangi eğitim ortamında eğitim almasının uygun olduğuna
ilişkin öneride de bulunur. Bu süreçte ailenin görüşü çok önemlidir. Kurula
çocuğunuz hakkında bilgi verebilir ve nerede eğitim almasını istediğinizi
bildirebilirsiniz.
Eğitim Ortamına Yerleştirme
Milli Eğitim Müdürlüğü
bünyesindeki Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu, Özel Eğitim Değerlendirme
Kurulu Raporu ve Eğitsel Plan doğrultusunda özel eğitim gerektiren çocukları en
uygun resmi okul veya kuruma yerleştirir.
Özel Eğitim Hizmetleri
Kurulunda Kimler Yer Alır?
Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu, ilgili İl ya
da İlçe Milli Eğitim Müdürünün görevlendireceği müdür yardımcısı veya şube
müdürünün başkanlığında bir özel eğitim ya da kaynaştırma kurumu müdürü, bir
rehber öğretmen ve gezerek özel eğitim hizmeti veren bir öğretmenden oluşur.
Gerektiğinde Özel Eğitim Hizmetleri
Kuruluna öğrencinin velisi, RAM temsilcisi, öğrencinin yerleştirilmesi
düşünülen kurumun temsilcisi gibi kişiler de katılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder