6 Eylül 2017 Çarşamba


OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU(OSB) NEDİR?
Otizm Spektrum Bozukluğu, sosyal etkileşim, iletişimde yetersizlikler, sınırlı tekrarlayan davranışlar ve sınırlı ilgi alanları ile kendini gösteren nöro – gelişimsel bir bozukluktur. Çoğunlukla yaşamın ilk üç yılında fark edilen, her toplumda, kültürde, dünyanın her yerinde görülen bir bozukluktur.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNA NELER YOL AÇAR?
Bugün için otizme nelerin yol açtığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak çeşitli genetik özelliklerin, çevresel etmenlerin otizimle ilişkili olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ
Otizm Spektrum Bozukluğunun tıbbi tedavisi yoktur. Ancak küçük yaştan itibaren sağlanan yoğun özel eğitim ile pek çok OSB’li birey önemli ilerlemeler kaydetmiştir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN ERKEN BELİRTİLERİ
* Göz teması kurmamak
*6 ayı geçmesine rağmen başkalarına gülümsememek
* Jest ve mimik kullanmada yetersizlik
*12 ayı geçmesine rağmen agulamamak
*16 ayı geçmesine rağmen tek bir sözcük bile söylememek
*24 ayı geçmesine rağmen iki sözcüklü basit cümlecikler kurmamak
*Hangi ayda olursa olsun gelişiminde gerilik göstermek.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN TANIMLANMASI
Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı, DSM 5 tanı ölçütleri dikkate alınarak uzman gözlemi ve aileden alınan bilgilerle uzmanlar tarafından konabilir.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan DSM, hem çocuklar, hem de yetişkinlerde görülen tüm psikiyatrik bozuklukları kapsar. DSM el kitabında bu bozuklukların nedenleri, görülme yaşı ve cinsiyet gibi özelliklere ilişkin istatistikler, bozuklukların gelişimine ilişkin öngörüler ile sağaltım önerileri de yer almaktadır. DSM sistemi ülkemizde psikiyatri uzmanları tarafından tanı koyma sürecinde yaygın olarak kullanılmaktadır. DSM 5 tanı ölçütleri aşağıda yer almaktadır.
DSM-5 Tanı Ölçütleri:
Toplumsal İletişim Ve Etkileşim
Olağandışı toplumsal yaklaşım ve karşılıklı konuşamama,
İlgilerini, duygularını paylaşamama,
Toplumsal etkileşimi başlatamama ya da toplumsal etkileşime girememe,
Toplumsal-duygusal karşılıklılık eksikliği,
Sözel ve sözel olmayan bütünsel iletişim yetersizliği,
Göz iletişimi ve beden dilinde olağan dışılıklar ya da el – kol hareketlerini anlama ve kullanma eksikliği
Yüz ifadesinin ve sözel olmayan iletişimin hiç olmaması,
Toplumsal etkileşim için kullanılan sözel olmayan iletişim davranışlarında eksiklikler,
Değişik toplumsal ortamlara göre davranışlarını ayarlama güçlükleri,
Hayali oyunu paylaşma ya da arkadaş edinme güçlükleri,
Akranlarına ilgi göstermeme,
Akranlarıyla etkileşim kurma, etkileşimlerini sürdürme ve ilişkilerini anlama eksiklikleri

Kısıtlı, Yineleyici Davranışlar
Basmakalıp ya da yineleyici motor eylemler,
Yineleyici ve basmakalıp nesne kullanımı ve konuşma (oyuncakları, nesneleri sıraya dizme, ekolali / yankılama, kendine özgü deyişler vb.),
Aynılık konusunda direnme,
Değişikliklere karşı esneklik göstermeme,
Törensel / ritüel sözel ve sözel olmayan davranışlar (örneğin; küçük değişiklikler karşısında aşırı sıkıntı duyma, geçişlerde güçlükler yaşama, törensel selamlama davranışları, hep aynı yoldan gitme isteği ve aynı yemeği yemek isteme vb.),
Yoğunluğu ve odağı olağandışı olan, ileri derecede kısıtlı, değişiklik göstermeyen ilgi alanları (Alışılmadık nesnelere aşırı bağlanma ya da bunlarla uğraşıp durma, ileri derecede sınırlı ya da saplantılı ilgi alanları vb.),
Duyusal girdilere karşı çok yüksek ya da düşük düzeyde tepki gösterme veya çevrenin duyusal yanlarına olağandışı bir ilgi gösterme (Ağrı / ısıya karşı aldırmazlık, özgül birtakım seslere ya da dokulara karşı tepki gösterme, nesnelere aşırı dokunma ve koklama vb.)
Belirtilerin 3 Yaştan Önce Görülmesi:
Belirtiler erken gelişim (0 – 3 yaş) döneminde başlamış olmalı,
Toplumsal Belirginlik:
Belirtiler, sosyal alanlarla ilgili ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında klinik açıdan belirgin bir bozulmaya neden olmalı,
Toplumsal İletişim Beklenenin Altında:
Toplumsal iletişim genel gelişim düzeyine göre beklenenin altında olmalıdır.
Otizm Spektrum Bozukluğunun Gelişim Dönemlerine Göre Belirtileri
Otizm Spektrum Bozukluğu, doğumdan kısa bir süre sonra bazı belirtilerle kendini göstermeye başlar. Bu belirtileri erken fark eden ebeveynler veya uzmanlar bebeğin gelişimini ivedilikle desteklerler. Bu belirtiler gelişim dönemlerine göre belirtilmiştir.
6 – 24 Ay Arası Belirtiler
6 ayı geçtiği halde başkalarına gülümsemiyor,
12 ayı geçtiği halde sesler çıkarmıyor,
12 ayı geçtiği halde adına tepki vermiyor,
12 ayı geçtiği halde işaret parmağını kullanarak isteğini belirtmiyor,
12 ayı geçtiği halde bay bay, alkış yapma gibi becerileri taklit etmiyor,
12 ayı geçtiği halde ce – ee gibi sosyal oyunlara tepki vermiyor,
16 ayı geçtiği halde tek sözcük kullanmıyor,
18 ayı geçtiği halde basit yönergeleri yerine getirmiyor,
24 – 36 Ay Arası Belirtiler
2 yaşını geçtiği halde 2 sözcüklü anlamlı cümleler kuramıyor,
Ebeveyn ya da kardeşi kendisiyle oynadığında karşılık vermiyor,
Sosyal oyunlara katılmak istemiyor,
Senaryolu oyunlar oynayamıyor,
Beslenmede aşırı seçici davranıyor,
Rutinlerine aşırı bağlılık gösteriyor,
Oyuncaklarla amacına uygun oynamıyor,
Kanat çırpma ya da parmak ucunda yürüme gibi tekrarlayan davranışlar sergiliyorsa otizm spektrum bozukluğu durumunu şüphelendirebilir.
SOSYAL ETKİLEŞİM SORUNLARI
Sosyal Etkileşim İçin Gerekli Sözel Olmayan Davranışlarda Yetersizlik
Sıra dışı göz kontağı özellikleri: Göz kontağı hiç kurmamak, çok kısa süreli kurmak ya da alışılmadık biçimde kurmak. Örneğin,  birden bire gözlerini karşısındakinin gözlerine dikmek ve kaçırmak.
Jest ve mimik kullanımında sınırlılık: Konuşurken çok az jest ve mimik kullanmak.
Başkalarına yaklaşmada sıra dışı özellikler: Sosyal ortamların gerektirdiği uzaklıkları ayarlayamamak; başkalarına fazla yakın ya da uzak durmak.
Ses kullanımında sıra dışılık: Konuşurken alışılmadık ses kalitesi ve vurgu özellikleri göstermek.
Yaşa Uygun Akran İlişkileri Geliştirememek
Arkadaşlık kurmakta zorlanmak: Çok az sayıda arkadaşa sahip olmak ya da hiç arkadaş edinememek.
Akranlarla etkileşimde bulunmamak: Kendi yaşıtlarıyla oynamada, konuşmada vb. çok isteksiz davranmak; örneğin, yalnızca kendisinden çok küçük ya da büyük kişilerle etkileşmek.
Yalnızca özel ilgilere dayalı ilişkiler geliştirmek: Belli kişilerle, yalnızca belli ilgilere dayalı olarak (örneğin, favori konularda) etkileşimde bulunmak.
Grup içinde etkileşimde bulunurken zorlanmak: Örneğin, işbirliğine dayalı oyunların kurallarına uymakta zorlanmak.
Başkalarıyla Zevk, Başarı Ya da İlgi Paylaşımında Sınırlılık
Yalnızlığı yeğlemek: Başkalarının genellikle aile üyeleriyle ya da arkadaşlarıyla birlikte yaptığı pek çok şeyi (örneğin; TV izlemek, yemek yemek, oyun oynamak vb.) yalnız başına yapmayı yeğlemek.
Belli olay ya da durumlara başkalarının dikkatini çekme çabası göstermemek: Örneğin; şaşırtıcı bir durum karşısında başkalarına işaret etmemek, bir şey başardığında başkalarıyla paylaşmamak vb.
Sözel övgü karşısında tepki vermemek: Başkalarının kendisine yönelttiği övgü sözleri ya da sözel onaylamalar karşısında çok az tepki vermek ya da hiç tepki vermemek. Örneğin, hoşnutluk belirtisi göstermemek.
Sosyal-Duygusal Davranışlarda Sınırlılık
Başkalarının ilgisi karşısında tepkisiz kalmak: Birileri kendisine seslendiğinde ya da kendisiyle etkileşmek istediğinde tepki vermemek, duymuyormuş ya da fark etmiyormuş gibi davranmak.
Başkalarının yaptıklarına karşı ilgisizlik: Ortama birinin girmesi, ortamdan birinin çıkması, birinin konuşmaya başlaması gibi, başka çocukların çok ilgisini çeken bazı olaylar karşısında ilgisiz kalmak; böyle durumlarda, gülümseme gibi hoşnutluk ya da ağlama gibi hoşnutsuzluk ifadeleri göstermemek.
Başkalarının duygularını anlamada yetersizlik: Üzülen, ağlayan, kızan, sevinen vb. kişiler karşısında duyarsız davranmak; örneğin, üzgün birini rahatlatma çabası göstermemek.
İLETİŞİM SORUNLARI/DİL GELİŞİMİNDE GECİKME
İki yaşından büyük olup da tek bir sözcük bile söylememek.
Üç yaşından büyük olup da iki sözcüklük basit ifadeler (örneğin, ‘baba git’) kullanmamak.
Konuşmaya başladıktan sonra basit bir dilbilgisi yapısı kullanmak ya da belli yanlışları tekrarlamaya devam etmek.
Karşılıklı Konuşmada Zorluk
Karşılıklı konuşma başlatmada, sürdürmede ve sonlandırmada önemli sorunlar göstermek: Örneğin, bir kez konuşmaya başlayınca, konuşmayı uzun bir monolog şeklinde sürdürmek ve karşısındakilerin yorumlarını göz ardı etmek.
Konuşma Konularında Seçicilik: Kendi favori konuları dışındaki konularda çok zor ve isteksiz olarak konuşmak.
Sıra Dışı Ya da Yinelenen Dil Kullanmak
Başkalarının kendisine söylediklerini yinelemek.
Televizyondan duyduklarını ya da kitaplardan okuduklarını, ilişkisiz zamanlarda ve bağlam dışı olarak yinelemek.
Kendisinin uydurduğu ya da yalnızca kendisine anlam ifade eden sözleri yinelemek.
Aşırı resmilik ve didaktiklik gibi konuşma özellikleri göstermek.
Gelişimsel Düzeye Uygun Olmayan Oyun
Senaryolu oyunlarda sınırlılık: Oyuncaklarla evcilik, okulculuk, doktorculuk vb. hayali oyunlar oynamamak.
Sembolik oyunlarda sınırlılık: Bir nesneyi başka bir nesne olarak (örneğin, küpü mikrofon olarak) kullanarak oyun oynamamak.
Oyuncaklarla alışılmadık biçimlerde oynamak: Örneğin; topu zıplatmak yerine sürekli olarak bir eliyle vurmak, Legoları birbirine takıp bir şeyler yapmak yerine sıraya dizmek vb.
Sosyal oyunlara ilgisizlik: Küçük yaşlardayken, ‘ce-e’ vb. sosyal oyunlara karşı ilgi göstermemek. 
SINIRLI/YİNELENEN İLGİ VE DAVRANIŞLAR
Sınırlı Alanda, Yoğun ve Sıra Dışı İlgilere Sahip Olmak
İlgi takıntıları: Bazı konulara karşı aşırı ilgi duymak ve başka konuları dışlayarak sürekli o konularla ilgili konuşmak, okumak, ilgilenmek vb. istemek.
Bazı sıra dışı konulara aşırı ilgi duymak: Örneğin; astrofizik, uçak kazaları ya da sulama sistemleri.
İlgi duyduğu konularla ilgili ince ayrıntıları anımsamak: Kendi favori konularındaki en ince ayrıntıları bile ezbere bilmek.
Belli Düzen ve Rutinlere İlişkin Aşırı Israrcılık
Belli etkinlikleri her zaman belli bir sırayla yapmak istemek: Örneğin, arabanın kapılarını hep aynı sırayla kapatmak.
Günlük rutinlerde değişiklik olmamasını istemek: Örneğin, eve gelirken hep aynı güzergahı izlemek ya da eve geldiğinde önce televizyonu açıp sonra tuvalete gitmek.
Günlük yaşamdaki değişiklikler karşısında aşırı tepki göstermek: En ufak bir değişiklik karşısında aşırı kaygılanmak ya da öfke nöbeti yaşamak.
Değişiklikleri daha kolay kabullenebilmek için, meydana gelecek değişikliklerle ilgili önceden bilgi sahibi olmaya gereksinim duymak.
Yinelenen (Kendini Uyarıcı) Davranışlar
Sıra dışı beden hareketleri: Örneğin; parmak ucunda yürümek, çok yavaş yürümek, kendi ekseni etrafında dönmek, durduğu yerde sallanmak, farklı bir beden duruşuna sahip olmak vb.
Sıra dışı el hareketleri: Örneğin; ellerini sallamak, parmaklarını gözlerinin önünde hareket ettirmek, ellerini farklı biçimlerde tutmak vb.
Nesnelerle İlgili Sıra Dışı İlgiler ve Takıntılar
Nesneleri sıra dışı amaçlarla kullanmak: Örneğin, oyuncak arabanın tekerleklerini çevirmek ya da oyuncak bebeğin gözlerini-açıp kapamak vb. davranışları tekrar tekrar yapmak.
Nesnelerin duyusal özellikleriyle aşırı ilgilenmek: Örneğin, eline aldığı her nesneyi koklamak ya da gözlerinin önünde tutarak ve evirip-çevirerek incelemek.
Hareket eden nesnelere aşırı ilgi göstermek: Örneğin; tekerlek ya da pervane gibi dönen nesnelere, akan su ya da yanıp sönen ışık gibi hızlı hareket eden görüntülere uzun sürelerle bakmak.
Nesne takıntıları: Bazı sıra dışı nesneleri (örneğin, bir silgi ya da küçük bir zincir parçası) elinden bırakmak ya da gözünün önünden ayırmak istememek.

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN TANISI NASIL VE KİMLER TARAFINDAN KONUR?
Tanı koyabilecek kişiler, yalnızca konunun uzmanı olan doktorlardır. OSB’li çocukların dış görünümleri diğer çocuklardan farklı değildir; ancak, davranışları farklıdır. Tanı, uzmanlar tarafından çocuğun gözlenmesi, gelişim testleri yapılması ve anne-babalara çocuğun gelişimi hakkında sorular sorulmasıyla konur. OSB tanısı 12 aylıktan itibaren konabilir. Erken yaşta tanı konması, bir an önce eğitimin başlaması açısından önemlidir.
Ülkemizde OSB tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk ruh hastalıkları uzmanları ve çocuk nörologlarıdır.
Eğer Çocuğunuz Henüz Otizm Spektrum Bozukluğu Tanısı Almamışsa Hangi Kurum ve Uzmanlara Başvurabilirsiniz?
Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Bölümü bulunan üniversite hastanelerine başvurabilirsiniz.
Çocuk ruh hastalıkları uzmanı veya çocuk nörologu bulunan Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerine başvurabilirsiniz.
Eğer çocuğunuz otizm tanısı alırsa, Özürlü Sağlık Kurulu Raporu çıkartmanız gerekir.
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Almak İçin Ne Yapmalısınız?
Özürlü Sağlık Kurulu Raporu almak için, Özürlü Sağlık Kurulu bulunan bir hastaneye başvurmalısınız. Özürlü Sağlık Kurulu; iç hastalıkları, genel cerrahi, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, nöroloji veya ruh hastalıkları uzmanlarından oluşur.
EĞİTSEL TANILAMA VE YERLEŞTİRME SÜRECİ
Rehberlik ve Araştırma Merkezine (RAM) eğitsel değerlendirme ve tanılama için başvurun. Eğer çocuğunuza OSB tanısı konmuşsa; eğitsel değerlendirmesinin yapılması, eğitim ortamına yerleştirilmesi ve devletin sağlayacağı özel eğitim desteğinden yararlanması için ilinizdeki yada ilçenizdeki RAM’a başvurmanız gerekir.
Eğitsel Değerlendirme ve Tanılama Nedir?
Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde, çocuğun tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları belirlenir. Ayrıca, çocuğun hangi ortamda eğitim görmesinin uygun olacağına ilişkin öneride bulunulur.
Çocuğun eğitsel değerlendirme ve tanılaması RAM’da oluşturulan Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafından çeşitli testler ve bireyin özelliklerine uygun diğer ölçme araçlarıyla yapılır. Tanılamada çocuğun tıbbî değerlendirme raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim öyküsü, tüm gelişim alanlarındaki özellikleri, akademik alanlardaki eğitim performansı, ihtiyaçları, eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır.
Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen çocuklar için Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu ve Eğitim Planı hazırlanır. Bu belgeler, özel özel eğitim kurumlarından eğitim ve destek eğitim hizmeti alan öğrenciler için her yıl yenilenir.
Özel Eğitim Değerlendirme Kurulunda Kimler Yer Alır?
Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu, RAM müdürü ya da görevlendireceği bir müdür yardımcısının başkanlığında;
 a) RAM’daki özel eğitim hizmetleri bölüm başkanı,
 b) Psikolojik ölçme araçlarını kullanabilen bir rehber öğretmen,
 c) Görme, işitme ve zihinsel engelliler sınıf öğretmenlerinden bir öğretmen,
 ç) Gezerek özel eğitim görevi yapan bir öğretmen,
 d) Bireyin velisi,
 e) Varsa, bir çocuk gelişimi ve eğitimcisinde oluşur.
Özel Eğitim Değerlendirme Kuruluna gerektiğinde; eğitim programcısı, odyolog, psikolog, psikometrist, sosyal çalışmacı, dil ve konuşma terapisti, fizyoterapist, uzman hekim gibi diğer meslek elemanlarından seçilecek birer kişi, çıraklık ve yaygın eğitime gidecekler için ilgili kurum temsilcisi, özel eğitim gerektiren bireyin çalıştığı kurumdaki iş yeri temsilcisi de katılabilir.
Özel Eğitim Değerlendirme Kurulunca, bilgilerine başvurulmak üzere; özel eğitim gerektiren bireyin sınıf ve alan öğretmeni, sınıf rehber öğretmeni, kayıtlı olduğu okulun veya kurumun müdürü, başvuru yapan kurum temsilcisi, özel eğitim hizmetleri kurul üyesi, üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğretim üyesi ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de çağrılabilir.
Çocuğunuzun eğitsel değerlendirme ve tanılamasının yapılması için bir dilekçe yazmanız gerekir. (Dilekçe örneğine dosyalar bölümünden ulaşabilirsiniz)Dilekçenizin ekine aşağıdaki evrakları koymayı unutmayın!
Eğitsel Değerlendirme ve Tanılama İçin RAM’a Verilecek Dilekçe İle Birlikte Gereken Evraklar Nelerdir?
a) Bireyin, velisinin yada okul/kurum yönetiminin yazılı başvurusu
b) Okula/kuruma kayıtlı öğrenciler için bireysel gelişim raporu
c) Herhangi bir okula/kuruma kayıtlı olmayan bireyler için başvurduğu RAM’ın sorumluluk bölgesi içinde ikamet ettiğini gösteren belge
ç) Gerektiğinde tıbbî tanılama ile ilgili sağlık kurulu raporu
d) Çocuğun 3 adet fotoğrafı
e) Çocuğun T.C. kimlik numaralı nüfus cüzdanı fotokopisi
RAM bünyesindeki Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu, 60 gün içinde Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporunu ve Eğitim Planını hazırlamakla yükümlüdür. Bu belgeler doğrultusunda Kurul ayrıca çocuğun hangi eğitim ortamında eğitim almasının uygun olduğuna ilişkin öneride de bulunur. Bu süreçte ailenin görüşü çok önemlidir. Kurula çocuğunuz hakkında bilgi verebilir ve nerede eğitim almasını istediğinizi bildirebilirsiniz.
Eğitim Ortamına Yerleştirme
Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesindeki Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu, Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu Raporu ve Eğitsel Plan doğrultusunda özel eğitim gerektiren çocukları en uygun resmi okul veya kuruma yerleştirir.

Özel Eğitim Hizmetleri Kurulunda Kimler Yer Alır?
Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu, ilgili İl ya da İlçe Milli Eğitim Müdürünün görevlendireceği müdür yardımcısı veya şube müdürünün başkanlığında bir özel eğitim ya da kaynaştırma kurumu müdürü, bir rehber öğretmen ve gezerek özel eğitim hizmeti veren bir öğretmenden oluşur.
Gerektiğinde Özel Eğitim Hizmetleri Kuruluna öğrencinin velisi, RAM temsilcisi, öğrencinin yerleştirilmesi düşünülen kurumun temsilcisi gibi kişiler de katılabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU(OSB) NEDİR? Otizm Spektrum Bozukluğu, sosyal etkileşim, iletişimde yetersizlikler, sınırlı tekrarlayan davranı...